Ecevit’in , aramızdan ayrılışının 18. yılı .
Özel ve de siyasal hayatında , hep Türk Ulusunun çıkarlarını ön planda tutarak, nerede ise , savaş veren bir devlet adamı olan Ecevit , tarih kitaplarındaki yerini almıştır .
Londra’da basın ataşeliği makamında iken , İngiltere’deki işçi hareketlerini yakından izleyerek , İşçi sendikaları ile diyaloglar kurarak . Batıdaki işçilerin hak ve menfaatlerini yerinde izleyip , işçi hareketi ile ilgili , dağarcığını bayağı doldurmuştu .
1957’de , CHP’den , seçimlere katılıp , Ankara Milletvekili seçildi .
1961’de , İnönü Hükümetinde Çalışma Bakanı olarak görev aldı .
Onun bakanlığı döneminde , Türkiye’de , işçi hakları ile ilgili , işçilerin yararına devrim niteliğinde sayılacak , İşçilere yasal haklar verdi.
O dönemde , sendikal haklar , işçilere kazandırıldı .
Bunun başında ise , Türkiye’de ilk kez , işçiye , grev hakkı verildi . Bu hak Onun bakanlığı döneminde sağlandı .
Çalışanların , çalışma hayatları , insan onuruna yaraşacak düzeye çıkarıldı .
Bunun en güzel örneği ise , Cenazesinde şahit olduğum bir olaydı :
Cenaze kortejinin içerisinde , Zonguldak maden işçileri de vardı .
Başlarında , işçi kasketleri ve üzerlerinde işçi tulumları ile hepsi ağlayarak korteji takip ediyordu .
Her işçinin elinde , iki tane , avuca zor sığacak kadar , kare şeklinde sabunları , birbirlerine vurarak , tempo tuttuklarını gördüm .
Bunun manasını sorduğumda .
İşçiler maden ocağından çıkarken , eve gitmeden önce , yıkanıp temizlenmeleri için , her işçiye , sabun verilmesi bir hak olarak tanınmıştı .
Zonguldaklı maden ocağı işçileri , sabunları birbirine vurarak “ işçi babası Ecevit’i “ daimi ikametgahına , yolcu ediyorlardı .
O hep .
Türk Ulusunun , milli çıkarlarını ön planda tutarak , mücadele vermiştir .
Amerika , sivil hükümetlerden istediğini alamayınca .
NATO kanalı ile , ülkede darbeler yaptırarak , istediklerini hep almıştır .
1971 , 12 Mart Muhtırası da , diğer darbelerin bir benzeri olarak tarihe geçmiştir .
O yıllar .
ABD’deki uyuşturucu olaylarının artmasının suçunu , Türkiye’ ye yüklemeye çalışarak , afyon ekiminin yasaklanması isteniyordu .
Bunu başaramayan Amerika , asker vasıtası ile , sivil hükümete , muhtıra verdirerek , hükümetten uzaklaştırdı .
Yerine de “Atatürk ilkelerini “ yerine getirecek bir hükümet modeli önerdi .
Adına “partiler üstü “ yakıştırmasını yaptı .
Başına da partiler üstü bir başbakan olarak , CHP senatörü , Nihat Erim’i . CHP‘ den istifa ettirerek . Bağımsız başbakan olarak hükümetin başına geçirdi .
Atatürk ilkelerini , tatbik etmek için gelen bu hükümetin .
İlk yaptığı icraat :
Haşhaş ekimini , yasaklamak oldu .
Binlerce haşhaş ekicisi , yıllarca bu karardan olumsuz etkilendi .
O günleri , Ankara’da ben de yaşadım .
Nasıl mı ?
Hastanelerde , ameliyat yaparken kullanılacak uyuşturucu bulunamıyordu .
Ameliyatlar , hayati tehlikesi olanlara ancak yapılabiliyordu .
Nihat Erim’in teknokrat Hükümetine karşı çıkan Ecevit . Genel sekreterlikten istifa eder ve genel başkanla , oluşan hükümetle , ters düşer .
Yapılan parti meclisi seçimlerini , ara farkla kazanan Ecevit . İnönü’nün genel başkanlıktan istifa etmesinin , kapısını açar .
Yapılan Kurultayda , Ecevit , tek aday olarak , CHP’nin üçüncü genel başkanı olur.
İlk iş , ülkede demokrasiyi sağlayacak olan , genel seçimlere gidilir .
Seçim vaatlerinden biri de , Haşhaşın ekim yasağının kaldırılması idi .
Seçimlerde , birinci parti çıkan CHP .
Ecevit’in başbakanlığında , MSP ile ortaklık hükümetini kurar .
Verilen söz tutulur ve haşhaş ekimi yeniden yapılmaya başlanır .
15 Temmuz 1974‘ te , haşhaş ekimini başlatmak için , Ankara Esenboğa’dan pervaneli uçakla , Afyon’a gitmek için hareket edecekleri an . Kıbrıs’ta Yunan Cuntasının darbesinin haberini alır .
Amerika’nın , darbeyi 15 Temmuz’da yaptırması , bir tesadüf eseri miydi ?
Ekim Töreni , kısa tutulur .
Başkente , geri dönülür .
Afyon ekiminin , tekrar başlatılması üzerine , ABD , Türkiye’ye silah ambargosu koyar .
Denizlerdeki Kıta sahanlığı ile de , Türkiye’ye çok büyük kazanımlar elde ettirmiştir .
Ecevit , milli çıkarları korurken bile , batı ile ilişki kurmaktan geri kalmadı .
Türkiye’de demokrasinin işleyebilmesi için , Evren diktasına karşı , verdiği mücadeleden dolayı , üç kez hapiste yattı .
En önemlisi ve hayati olanı ise , Kıbrıs Türk Halkının 11 yıllık direniş ve savaşımını , Barış Harekatını yaparak , heba ettirmemiş ve Türkiye’ye Doğu Akdeniz in kapısını açmıştır .
Tarihe , milli çıkarları katıksız savunan Türk devlet adamı olarak geçmiştir .
Işıkları , hiç eksik olmasın .
Nurlarda , uyusun .