Soruşturmada, 'Tarihin en büyük vurgunu', 'Devleti soydular', 'Sağlıkta çete', 'İlaç skandalıyla ilgili şikâyet', 'Sahte reçete operasyonunun 10 aylık maliyeti 100 milyon' gibi büyük puntolarla manşetler yer altığını işaret eden Özant, “Ancak 'Kara Eylül' olarak anılan bu sürecin ardından bir yıl geçmesine rağmen ne bir eczacı ne bir hekim ne bir bürokrat ne de bir siyasi mahkemeye sevk edilebilmiş değil” ifadelerini kullandı.
Yapılan açıklamada, hekimleri ve eczacıları kelepçeleyip basın önünde itibar suikastına uğratan kurumlardan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın iki müdürünün yolsuzluk ve sahte diploma nedenle ile tutuklanmasının, müsteşarın istifa etmesi ve Sosyal Sigortalar Dairesi (SSD) Müdürü'nün terfisi, kuruma bakana olan güveni yerle bir ettiğine dikkat çekildi.
“ECZACI VE HEKİMLERE KARŞI İTİBARSIZLAŞTIRMA KAMPANYALARI YÜRÜTÜLDÜ”
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Eczacılar ve hekimler arasında yapılan sözleşmelere göre gereken denetimlerin zamanında yapılıp soruşturmaların tamamlanması ve gerekli cezalandırmaların yapılması gerekirken bunların yapılmayıp Polis Genel Müdürlüğü'ne devredilmiş olması endişe vericidir. Dönemin SSD Müdürü ve Bakanı sık sık basına açıklamalar yaparak eczacı ve hekimlere karşı itibarsızlaştırma kampanyaları yürütmüşlerdir. Basın, tutuklanan hekim ve eczacıların fotoğraflarını yayımlayarak masumiyet karinesini ve insan haklarını ihlal etmiştir.
Soruşturma dosyalarının bir yıldır tamamlanamayıp savcılığa gönderilmemiş olması ve kamuoyunda itibarları zedelenen, hukuki, ekonomik, sosyal ve psikolojik açıdan mağdur edilen eczacı ve hekim meslektaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi mümkün değildir. Hesaplara konulan blokajlar, yurt dışı çıkış yasakları ve itibar kayıpları hala devam etmekte, bu sorunların çözümü için tek bir adım bile atılmamıştır.
“MADDİ VE MANEVİ ZARARLARIN KİM TARAFINDAN KARŞILANACAĞI BELİRSİZ”
Başlangıçtan itibaren sigortalıların ilaca erişiminde, e-reçete ve ilaç takip sistemi gibi önemli uygulamaların devreye alınması gerektiğine dikkat çektik; ancak ne yazık ki halen uygulamaya geçilememiştir. Bir yıldır ilaca erişemeyen sigortalıların ve emekçilerin maddi ve manevi zararlarının kim tarafından karşılanacağı belirsizdir.
Soruşturmaların acilen tamamlanması, adaletin hızla sağlanması ve mağduriyetlerin giderilmesi gerekmektedir. Polis Genel Müdürlüğü Kasım 2023'te yaptığımız şikayetler doğrultusunda Bakanlık bürokratları ve diğer sorumlular hakkında dosyaları hızla ilerletmeli ve savcılığa sevk edilmelidir. Hekim ve eczacılarla ilgili soruşturmaların ivedilikle tamamlanması ve yargı sürecinin hızlı bir şekilde sonuçlandırılması hayati önem taşımaktadır.
Biz, yargı sürecinin her aşamasında meslektaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Hekimler, eczacılar ve mağdur sigortalılar, bu süreçte sorumlulardan hesap sormaya devam edeceklerdir. Yaşananları unutmadık ve asla unutmayacağız!'